ilk soru; ilk sıra
hayatında kimse yoksa “ilk sıra” yı alabilir miyim?
Böyle bir mesaj geliyor kadına. Elleri titriyor, “hayatında kimse yoksa “ilk sıra” yı ben alabilir miyim?” mesajını ekranda görünce. Yüreği ağzında..
Bu hikaye biraz eski bir hikaye; çıkma teklifinin olduğu ve her şeyin net olduğu zamanlardan gelen bir hikaye. Güzeldi o dönem oğlan gelir, asıl kıza çıkma teklifi ederdi ve hikaye başlardı. Şimdiki gibi adına sadece flört denen ama hayatında 10 tane flört barındıranların olduğu bir dönem değil bu. Sevgilim denilen, sevgililik sorumluluklarından korkulmayan bir dönem. Kimsenin bağlanma sorunları yokmuş anlaşılan :). Aslına bakarsanız bunun sebebi; şimdilerde alternatiflerin bu kadar bol ve ulaşılabilir olması sanıyorum ki. Kimsenin kimseye ayıracak vakti yok. Kimse vazgeçilmez değil artık. Çünkü kimsenin o derinliğe inecek cesareti de yok. Ve herkesin var bir muadili, yüzeysel yüzeysel herkes mutlu.
ilk sıra
Bir yazlık burası, deniz kıyısında güzel bir kasaba. Kışın bol bol narenciye toplanan, yazın herkesin sere serpe denize girdiği, çok gürültülü olmayan bir ege kasabası. Mandalina bahçelerinden güzel kokuların yayıldığı, denizinin yazın bile buz gibi olduğu bir kasaba. Buz gibi soğuk ama bakınca kumunu gösteren davetkar bir denizi olan güzel ilçe. Çoğu birbirini tanıyan insanların oluşturduğu bir halkı var. Arada dışardan misafir gelen kuzenler, yakın arkadaşlar oldukça cazip anlayacağınız 🙂
Adam orta yaşın başında, 30larına az kalmış. Fit ve bakımlı bir vücudu var. Kendine ait zevkleri, hobileri olan bir erkek her zaman ilgi çekici olmuştur. Kadın ise henüz genç üniversiteyi bitirmemiş. Gencecik, ışıl ışıl ve neşeli. Kadının saçları güneşten açılmış, tam bir kumral. Adam hem karizmatik hem ilgi çekici. Kadın, adamdan aslında daha fotoğrafını görür görmez etkileniyor. Küpeli, cool bir esmer 🙂 Ama ne fotoğrafı gösterenlere ne adama fark ettirebiliyor ilgisini. Biraz utangaç. Adamın ilgisini çekmesi ise çok kolay oluyor. Sadece gülüşüyle ve hatta sıcacık varlığıyla ilgisini çekiyor adamın. Varlığı tertemiz kadının. Hatta başkasında görmediği bir temizlik görüyor adam onda. Namus klişelerinin dışında dünyaya ve hayata karşı bir temiz bakış.
böyle başlıyor bu hikaye,
Böyle başlıyorlar işte, o mesajdan hemen sonra. Ama kız henüz mezun bile değil. Aşkla ve heyecanla başlıyorlar. Ama gerçekten de ilk sırayı alıyorlar zamanla birbirlerinin hayatında. Mezuniyetin akabinde evleniyorlar. Böyle ilişki formlarının yolu bellidir; ne lüzumsuz evlenme teklifleri, ne abartılı şovlar.. Sadece akışta kalma haliyle ilişki çok da kurcalanmadan akar gider, yolunu bulur. Kadının mezuniyet töreninde, diplomasını adam tutuyor. O diploma bir ufak sembol, ilişki oyunundaki evlilik kilidinin açılmasının sembolü :). Ve evet bu çift güzel bir kilidi açar gibi evleniyorlar aslında. Kadın evliliğinden bahsederken “kimsenin yanında onun yanında olduğum gibi değilim” diyor. Kendi olabilmenin, kendi kalabilmenin bir ilişkiye bizi nasıl bağladığının güzel bir örneği var burada. Çok kıymetli bir şey; kendimiz olabilmemiz. Kendiliğimizle kabul görmemiz. Yargılanmamamız.
Tabi ki tökezledikleri oluyor, tabi ki kötü günler oluyor. Ama diyor kadın “önemli olan beni her koşulda seveceğini bilmekti”. İkisi de bu güveni birbirlerine vermişler. Ve hayat ne çıkarırsa çıkarsın karşılarına karar vermeden önce birbirlerinin gözünün içine bakmışlar. Çünkü rıza gözetmek, gönül almak kıymetli şeyler. Yıllar geçip de o deli aşkın yerini güvenilir sevda aldığında iyice kıymeti artan şeyler. Yıllar geçerken dedim ya tam olarak yılların hakkını vermek bu; 16.yıllarını kutluyorlar bu sene. 🙂
netice olarak
Çok güzel bir soruyla başlayıp, o sorunun da hakkını vererek bu güne gelmişler. Adam sahip çıkmış kadına, kadın da adama. Elleri hep birbirlerinin sırtında olacak bu belli ama zaten bir de el eleler. Evlilik aşkı öldürür klişesini bırakırsak bir tarafa, gerçek sevgi ve hoşgörünün neleri sağlayabileceğini görüyoruz. Ve tabi ki güven.
Kadın bu adama çok güveniyor. Ve duyduğu güveni anlatırken onu dinleyen kişi de duygulanıyor. Bir kere rüyasında adamın onun yanında başka bir kadının yanağını okşadığını görmüş. Ve bu rüyayı anlatırken bile gözleri doluyor. Öyle bir inanç içinde taşıdığı “ilk sıra” olma haline dair. Rüyasında bile aksini görmek üzüntü veriyor, düşünsenize. Helal olsun böyle güven aşılayanlara. Bu kadar itimat verenlere. Ve tabi bu kadar kıymet verenlere..
“İlk sıra” müessesine hiç mi zeval gelmemiş derseniz eğer? Tabi ki gelmiş. Hem de darbeyi çok sağlam yerden almışlar! Çoğu sağlam olmayan evliliğin bitirici darbesi olan.. İyi evlilikleri perçinleyen bir değişim.. Onların da sevdasını büyüten bir darbe olmuş 😉 Evlatları olmuş, gül gibi! Su gibi gelmiş onlara, derya gibi deniz gibi..
*a ne ilginçmiş ilk soru serisi için diyenler buraya.
*Kapak resmi Pawel Kalisinski adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı.