parfüm değiştiren kız
“Bak”, dedi parfüm kokan bileğini koklatıp, “çok güzel koku”.
“O zaman neden bana vermeye çalışıyorsun kızım kullansana” deyince ben, “ben ayrıldım ya ondan” dedi!
Bu biraz değişik bir tip; uzaktan burnu havada tiki kız hatta sığ görünüyor çok. Ya da ben bakımlı kızlara zihnimde yapıştırdım bu sığ etiketini bilmiyorum. Hep ama hep yanında bir erkek var yani aynı erkek değil ama dönemsel olarak değişen bir “yanındaki erkek” kadrosu dolu. O da değişik gelirdi bana bağımlı kişilik olduğunu düşünürdüm, ama bir yandan da haksızlık etmemek için “ulan bağımlı olsa aynı adama olmaz mı diye” sorardım kendime.
Neyse gel zaman git zaman üniversite yurdunda oda arkadaşı olduk.
sonra..
Sonra ben onu gördüm yani ben onu hep izlerdim de ilk defa gördüm.
Dış bakımı, bu hafif estetik kaygısı iç haraplığından gelirmiş ilk önce onu öğrendim. Sonra saçları o kadar uzundu ki; uzun, dalgalı, gür ve çok güzel saçları vardı. Onlara bir anlam yüklenebileceğini de ondan öğrendim. Ben de uzattım kıvır kıvır saçlarımı anlamı onunla paylaşılanlar oldu. Bir zaman sonra herkese, her şeye el uzattığını gördüm değişik bir duyarlılık vardı onda beni bazen sıkan bir duygusallıkta. Her el uzattığı şeyi anlatırdı insanlara değişik metotlarla. Gözleri bazen dolu dolu, bazen çakmak çakmak yani bir ince gurur barınırdı sesinde çünkü anlattığı insana feyz vereceğini düşünürdü hep. Hani o dinleyen de gidecek başkasına el uzatacak, bir iyilik hareketi başlayacak, dalga dalga dünya iyileşecek.. O kadar ütopik gelirdi ki bana.
Sonra yanındaki erkek kadrosunu da tanıdım, geçmişteki eşlikçileri de. Çocuklar aşıktı ona, bunu gözümüzle görür ve izlerdik. O ise açıkça birlikte olmayacağını söyler “arkadaşlığa devam etmek istemezsen anlarım” diye tercihi bir de oncağızlara bırakırdı. Sanki seçim yapabileceklermiş gibi! Gene de yanından ayrılmazdı ama çocuklar yani o dönem hangisinin zamanıydıysa artık. Bu kadar seviliyor olması kafamı karıştırırdı madem böyle durum, için neden bu kadar harap arkadaş senin derdim. Bazen kızardım doyumsuz demek ki diye hemen sonra içim sızlardı öyle düşündüğüm için.
Geçti zaman geçti zaman tüm ön yargılar, tüm kuruntular geçti. Her şeyin vardır ya bir sebebi tüm sebeplerini öğrendim; çocukluğunu, ilk aşkını, ailesini.. Hep özünü gördüm son kertede içinin de güzelliğini. Özümü özüne kattım can yoldaşı oldum harika yıllar geçti, o salak okullar bitti biz de toz gibi dağıldık. Sevmem ben telefon az ararım, ararsa birileri çok daha az açarım. Mesaj yazarım bir tek mektup minvalinde o kadar. İletişmeyi yüz yüze değilse sevmiyorum.
*
aradı bir gün;
Buluştuk üç yıl sonra benim şehrimde -İstanbul-. 22 yaşındaydı, daha sakindi, daha güzeldi. Lan saçları kesmiş, gitmiş bir değişik olgunluk gelmişti izleyip duruyordum gözlerim dolu dolu. Saçları kesmiş ya o kadar şaşırdım ki! O da bana bir parfümü vermeye çalışıyordu bıraktığımda sürdüğü parfüm değildi ama. “Bak” dedi bileğini koklatıp, “çok güzel koku”. “O zaman neden bana vermeye çalışıyorsun kızım kullansana” deyince ben, “ben ayrıldım ya ondan” dedi. İşte orada bu deli hakkında bir şey daha öğrendim ben; her ayrıldığı adamla birlikte parfüm değiştirdiğini..
“Şimdi nedir bu” dedim “işte ayrıldım ya ondan o kokuyu süremem artık” dedi bana. Yavrum, güzelim sen bunu ne zamandır kullanıyorsun? Sen her ayrıldığında parfüm mü değiştiriyorsun, sen benim aklımı mı sınıyorsun, her antin kuntin laf senden çıkıyor falan diye söyleniyorum ben. O da elinde sigarası koca gözleriyle beni izliyordu. “Anlamıyorsun” dedi “artık o kadın değilim ki öyle kokayım”. “Ben her ilişki bittiğinde o dönem kullandığım parfümü de bitiririm”. Benim kafa kazan o sırada “her ilişkide farklı bir kadın mı olduğunu sanıyorsun?” dedim. “Sanmıyorum, öyleyim” dedi. “Öyle olduğum için güzelim!”
her ilişkide aynı kadın mı?
Şimdi şu bulunduğum yaşta dönüp yaşadığım ilişkilere baktığımda ne kadar doğru söylediğini anlıyorum. Her ilişki bizi başka birisi yapıyordu ve o olduğumuz kişiden ne kadar memnunsak ilişkimiz de öylesine güzel oluyordu. Parfüm işin metaforu. Bir adamdan ayrılıyorsun ve o adamla birlikteyken sıktığın parfümü bir daha asla kullanamıyorsun. Aynı şekilde kokmak dahi istemiyorsun ha! Evet durum aynen bu. Bitirmişsin bir ilişkiyi, bitirme kararını verirken de bir daha aynı sen olmayacağını bilerek veriyorsun bu kararı. Parfüm bu aynı olamama halinin ufak bir sembolü şu an benim gözümde. Bunu göze alabilmenin..
Ha parfüm değiştiren kız mı? Onunla konuştum geçen gün. Hayata dair, insanlığa dair onlarca şey anlattı. Şu parfüm işini de sordum tabi ki ne alemde diye? “Artık hiç kullanamıyorum” dedi.
*
*Kapak Elle Hughes adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı.
*Kızlar iyidir derseniz “babasını seven kız” da burada.
2 Yorum
Ugur
Duyarsız ve bencil karekteri okuyucuya sevdirdirmek hikayeye çeşitlilik getirmiş. Yazarın arkadaşına olan duyguları hem kıskançlık hem de hayranlık barındırıyor.
Yaşam öykülerinde ki olay örgüsü çok keskin geldi bana. Topik cümleler paragrafı bütünleştiriyor. Okunması rahat, anlaşılır ve akıcı.
Bence yazıda iki tema var. Arkadaşın karakteri ve parfüm. Karakteri siz seçmişsiniz. Görmemizi istediğiniz şekilde de başarılı bir şekilde tasvir edilmiş.
Parfüm ve ilişkiler ise bence dahiyane. Parfümün iki karakterik özelliği vardır. Kokusu. Ama hiç bir parfümün barındığı şişe aynı değil, üstelik içinde ki kokudan daha karakteristik özelliktedir. Tenine sürdüğü her bir kişi için değişen koku, dışta da her beraber olduğu kişiyi anlatıyor bence.
Hikayenin sonundan tatmin olduğumu söyleyemeyeceğim fakat tema-tasvir çok başarılı. Kurgu zekice.
Biz okurlarınızı küçük hikayer ile buluşturacağınıza ve her birinin diğeri kadar ilginç ve sürükleyici olacağına güvenim tamdır.
Emeğinize sağlık…
aysun
Merhaba Uğur,
Çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz için. Bir yakınım da size benzer bir eleştiride bulunmuştu “herkes anlayabilir, yalın. Ama ben senden dahasını bekliyorum çünkü konuşma dilin de o” diye. Kast ettiğiniz şeyin benzer olduğunu düşünüyorum. Geliştirir bunlar beni.
Parfüm ve şişesi hakkındaki yorumlarınız da enfes 🙂
Tekrardan teşekkürler.