yaşam

kitap eleştirisi; İçimizdeki Ermeni (1915-2015)

Merhaba, İçimizdeki Ermeni ile geldim bugün. Kitap yorumu eklemek en verimli olmam gereken alanken, okuduğum kitapların eleştirisini yazmakta hep tembellik ettiğimi fark ettim. O kadar çok kitap geçiyor ki elimden. Okumaktan bu kadar keyif aldığım kitapları yorumlarken niye bu tembellik deyip bilgisayarın başına kuruldum. 24 Nisan yeni geçmişken İçimizdeki Ermeni `yi anlatmadan geçmeyelim dedim.

*kapaktaki ayna metaforuna dikkat!

Öyle etkileyici bir kitaptı ki İçimizdeki Ermeni kısaca anlatmak gerekirse -ki bu kitaptan kısaca bahsetmek biraz zor- derleyen, 1915 olaylarının üzerinden geçen bir koca yüz yılın edebiyat dünyamızda nasıl vukuu bulduğuna dair net bir bakış sunuyor okura. Derleyen dedim çünkü kitap Yiğit Bener önderliğinde hazırlanmış 35 yazar/düşünür tarafından kaleme alınmış hikayelerden oluşan bir derleme. Yiğit Bener`in kapanış yazısıyla beraber yazar sayısı 36 ya çıkıyor. Murathan Mungan, Ece Temelkuran, Adalet Ağaoğlu, Murat Uyurkulak, Karin Karakaşlı, Selim İleri gibi pek çok yazarın katkısını kimi zaman hikaye kimi zaman açılış konuşması vb şeklinde görüyoruz.

Bugün herkes Ermeni sorununun siyasi bir sorun olduğunu düşünüyor. Konunun iki resmi tarafı da tarihsel olarak haklı olduğunu kanıtlama peşinde. Ve bir de üzerinde bir türlü anlaşılamayan sayılar. 1915 olayları bu sayı güdüleşmesi batağından çıkmak zorunda. Zorunda ki hakiki bir barış sağlanabilsin.

konu tabu!

Dokunulması zor bir konu edebiyat için. Ama tam da bu sayede edebiyatın zırhına sığınarak “insana dair”, insanın içine dokunan hikayeler yer alıyor kitapta. Konu zor çünkü konu tabu. Sanki bu konudan bahseden birisinin sadece araştırma sevdalısı olması kabil değil. İllaki bir tarafta durmak zorundaymışsınız gibi. Taraf tutmak zorundaymışsınız gibi. Yoksa bahsedilemiyor bile bu meseleden. Oysaki durmamız gereken taraf “insan” tarafı.

Kitaba göre yaşanan tüm acılara objektif olarak bakıldığında “soykırım” ile “tehcir” kelimeleri arasında niteleme haricinde aslolan bir fark olmadığı gösterilmeye çalışıyor. Diyor ki adı soykırım olsun ya da zorunlu göç. Bu yaşanan acıların niteliğini değiştirir mi?

Projenin hedefi “1915 olayları” hakkında her yazarın bir hikayeyle “niteleme” meselesinden uzak, milliyetçi temelli karşılıklı suçlamaların anlamsızlığını ortaya koyacak bir ortak tanıklık oluşturmak. Ki bence biraz daha fazlasını başarmışlar; düşündürmek! Her ne ise beni düşündüren, kıvrandıran kitap/hikaye/söz vb. benim için çok kıymetlidir. Bu kitapta da tek kelimeyle bol bol düşündüren bir kitap.

kimdir ecdat?

Özellikle derleyen Yiğit Bener’in kapanış yazısı sanki bu 35 hikayenin mikro özeti gibiydi. Bener`in dikkatimizi çekmeye çalıştığı bir yer vardı. Önyargılarımla yüzleşmem gerektiğini fark ettiren bi yer.   “Kimdir ecdat”, “biz kimiz” vb sorularla meseleyle ilgili bu güne kadar okuduğum onca kaynağın “aynı” tarafta yer aldığını gördüm mesela. Ve bu durumda biraz da diğer taraf ın acılarını da okumam gerektiği, daha fazla araştırmam gerektiğini fark ettirmesi açısından vurucu oldu.  

Yiğit Bener bu bölümde ecdadın kim olduğunu sorarken “ecdat” tanımının hangi kitleyi kapsadığını didikliyor. Bilinçli olarak yapılan bu didikleme ile biz okurlara İslamiyet öncesi Türkler mi yoksa Müslüman Türkler mi ecdattır diye soruyor. Peki Osmanlı tebaası, bir dakika ya Müslüman olup Türk olmayanlar da ecdadımız sayılır mı? Yoksa Müslüman ve Türk olmak yetmez mezhepsel olarak daha da mı daraltmalıyız ecdat tanımını diye soruyor. Bana sorarsanız eğer, kastettiği şey hepsi ecdattır ve hepsinin iyi ya da kötü yaptıklarını bir anlamda kabul etmemiz gerektiğidir. Ya da hiç birini ecdat olarak görmemeli dolayısıyla yaşanan acılara odaklanmalıyız sadece.

sonuç olarak

Önyargıları olmayıp, kafasında her konu hakkında her zaman soru barındıran, kendini “insancı” olarak tanımlayabilecek herkesin okumaktan keyif alacağını düşünüyorum. Önyargılarımızdan arınmak dünyaya faydalı bireyler olmak yolunda kendimize vereceğimiz en güzel meziyettir.    

Bu arada kitabın Hrant Dink anısına yayımlandığını da belirtmeden gitmeyeyim.  

Herkese iyi okumalar.  

*  

*Kitapla ilgili başka bir eleştiri de okuyayım derseniz eğer; linki burada.  

*Azınlıklar hakkında var mı başka kitap derseniz, Bir Dersim Hikayesi de burada.

*Kapak Reha Paşa SONÇAN adlı kişinin Pexels‘daki fotoğrafı.

Bir cevap yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir